Azerbaycanda askeri orkestra sanatının başlangıcı 1992 tarihidir. Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Bakanının emri ile ilk askeri orkestra kurulmuş ve ilk askeri orkestra şefi atanmıştır. Bu kurumda görev yapan personelin sayısı ve görevleri ile ilgili bir talimname çıkartılıp onaylanmış, yüqüqlüğe girmiştir.
Çok kısa zamanda «Bakı Birleşmiş Ali Zabitler Mektebinin» orkestralarına müzisyenlerin alınmasıyla kadrolar tamamlanıp, repertuar sorunları da ortadan kaldırıldı.
1992 yılında Azadlık meydanında yapılan çok görkemli resmi geçit töreninde Karşılama Marşı ve Azeri bestecilerin eserleri seslendirilmişti. Azerbaycan Cumhuriyeti emektar ince sanat ustası Cavanşir Quliyevin «Asker Marşı» da büyük beğeniyle dinlenmişti.
1970-1980 li yıllarda ülkeyi yöneten Haydar ALIYEV her yıl askeri okulları ziyaret edip, ihtiyaç ve sıkıntılarını dinlerdi ve bu okullarda askeri orkestralar olmasının gerekliliğini dile qetirirdi. Ama koşullar bir türlü bu isteğinin gerçekleşmesine firsat vermiyordu. Çünkü henüz ülke özgürlüğüne kavuşmuş değildi.
Aradan 20 yil qibi uzun bir zaman geçmiş ve Azerbaycan müstakil bir devlet olmuştur. Ve artık Cumhurbaşkanı Haydar ALIYEV in bu arzularını yerine getirme zamanı gelmiştir. Kurulan ilk orkestranın şefi S. REŞETOV olmuştur.
Repertuar başta büyük sorun oluşturmuş, daha sonra Azeri besteciler tarafından vatanperver, askeri ruhta bestelenen halk şarkıları ve marşları yaratılmış ve günümüzde de devam edilmektedir.
1992 yılında Azerbaycan Devlet Filarmonisinde askeri vatanperverlik şarki ve marşları yarışması düzenlenmişti. Aralarında 2000 yılında hayata veda eden bestekar Tevfik QULIYEV, buğünkü Kültür Bakanı Polat BÜLBÜLOĞLU, Askeri Orkestra Şefi Albay Prof. Yusuf Ahundzade nin de bulunduğu heyet 4 eseri seçmişti.
1. R. MUSTAFAYEV «And Içerik».
2. S. FERECOV «Vatan Dara Düşende».
3. A. CAVANŞIROV «Genclik Marşı».
4. N. MUSAYEV «28 Mayıs Marşı».
Bu eserler değişik ödüllere layık görülmüştü.
1998 yılında Bakü Şehri Icra Hakimiyetin de marşlar ve halk şarkiları yarışması düzenlemiştir.
Bu yarışmada;
1. Süleyman ALESGEROV «Gençlik Marşı» 1.,
2. Dadaş Dadaşov «Askeri Nava Kuvvetleri» 2.,
3. Azer DADAŞOV «Zafer Marşı» 3. Olmuştur.
Ve sonunda 1999 yılı Mayıs ayında Savunma Bakanı General S. Abiyevin emrine göre «Asker Şarkıları» yarışması yapılmış olup. Yaratıcılık ön plana çıkarılmaya başlanmıştır.
Ülkemizde olduğu gibi Azerbaycan da da Silahlı Kuvvetler devletin ayrılmaz bir parçası, askeri orkestra sanatı da Silahlı Küvvetlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Koşullar ne olursa olsun askeri orkestra sanatçıları her zaman göreve hazır olmalıdırlar.
Askeri orkestra, askerin hem ruhuna hitap edip, hem de disiplinli bir şekilde eğitilmesini sağlamaktadır.
1995 yılında Ü. Hacıbeyov adına Bakü Musiki Akademisi nin Rektörü Prof. Ferhat Badalbeyli ile karşılıklı yapılan protokole göre nefesli ve vurmalı sazlar bölümünde, Silahlı Küvvetler için askeri orkestra şefi sinifi açılmıştır. Orkestrada görev yapan diger müzisyenler de çeşitli müzik okullarını bitiren sanatçılardır. Türkiye de Silahlı Kuvvetler Mizika Astsubay Okunu ndan mezun ettiğimiz cok sayıda (aralarında benim öğrencilerimin de bulunduğu) Azeri öğrencimiz de bu orkestralarda görev yapmaktadır.
Askeri orkestraların bugün için en büyük problemi müzik aletlerinin temin edilememesidir. Bakü Saylanski deki en büyük askeri orkestrada günümüzde kullanılmakta olan tüm müzik aletleri, Türkiye den gönderilmiş olup, tören elbiseleri de bizim ümkemizde giydiklerimizin aynısıdır ve Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından Azerbaycana gönderilmiştir.
Yine de bu bahsettiğim konular yeterli olmayıp, ülkedeki diğer askeri orkestralarında müzik aleti ve kiyafet problemleri çok fazladır. Soğuk iklimli bir bölge olduğu için kışlık – daha koruyucu – kıyafetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca rahat huzurlu bir ortamda çalışma yapacakları mekanları bulunmamaktadır.
Bu tür eksikliklerin giderilmesiyle orada görev yapan meslektaşlarımız daha da istek ve coşkuyla çalışacaklar, verimli olacaklardır.
Azerbaycan Askeri Müziği nin gelişiminde Türk Askeri Müziğinin katkısı çok büyük olmuşdur. Azerbaycan Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye den gönderilen Mehter Marşı kasetleri radio ve televizyonlarda sürekli yayınlanarak Azeri kardeşlerimizin birlik ve beraberliğini kuvvetlendirmiş, manevi destek vermiştir.
Azeri marşlarını incelediğimde Mehter Marşları nın derin izlerine rastladım. Kendisiyle çok iyi dost olduğum askeri orkestra şefi Albay Prof. Yusuf AHUNDZADE araştırmalarım boyunca bana her konuda son derece yardımcı olmuştur. Kendisine şükran borçluyum. Yusuf Albayım iki yıldır her gidişimde bana israrla aynı soruyu soruyor: Amerikan Bandosu bile bizi ziyarete geldi de, kardeş Türkiye den bir bando neden hala gelmiyor? Ben yine kendisine bir bu dileğinin gerçekleşeceğine inandığımı tekrarladım. Cevabı, «Inşallah, ümitle bekliyoruz» oldu.
Bildiğimiz gibi, Türk Askeri Müziği köklü bir tarihe ve geçmişe sahiptir. Yüzyıllar boyu bütün dünyaya korku salan, ordumuzun en önemli silahi olan mehterimiz, düşmanlarımızın yenilgisinde büyük rol oynamıştır. Azerbaycan da ise askeri müzik 90 lı yıllarda öz benliğine kavuşmaya başlamış, günümüzde de Yusif Albay ın katkılarıyla hızla yol almaktadır.
1918-1919 yıllarında genç Üzeyir HACIBEYLI tarafından Azerbaycan Milli Marşı bestelenmiş ve günümüzde kullanılan şekline, besteci Aydın Azim KERIMOĞLU nun orkestrasyonu ile kavuşmuş ardından Milli Meclis tarafından da kabul edilmiştir.
Ethem ÜNGÖR ün Türk Marşları kitabında yazdığı ğibi bu marş Azerbaycan hürriyetini kaybetmeden önceki yıllarda Azerbaycan Harp Okulu nda her sabah derse başlanmadan önce topluca söylenmekteydi. Milli Marşın yeniden düzenlenmesi ve kabul edilmesi, Azerbaycan halkının kurtuluş mücadelesinin en önemli dönemine 1991 yılına rastlamaktadır. 1992 yılında artık o askeri orkestranın yükselişinde seslenir ve böylelikle halkın istiklal savaşı, askeri müziğin gelişimi aynı paralellikte sürerek tarih çarkının içinde dönerek hak ettiği yere kavuşmuştur.
Azerbaycan ve Türk Askeri Müziğinin, Azerbaycan ın Kurtuluş Savaşına rastlayan en önemli kesişme noktasını da Bakü de yaptığım incelemelerde buldum. Dünyanın her yerinde olduğu gibi askeri marşlar savaşta halka moral ve manevi destek vermektedir. Bu sözlerin gerçek olduğunu Azeri besteci Cavanşir Quliyev in Karabağ Savaşı nda yazdığı marşın tarihçesinde de açıkça gördüm.
Cevanşir QULIYEV anlatıyor;
1990 yılında Karabağ da cephedeyken bir asker yanıma gelip «Biz milli kurtuluş savaşımızda bile Rus askeri marşlarını söylemekten bıktık, ne olur bize kendi marşlarımızı besteleyin» dedi ve bana bu marşın sözlerini verdi. O na nereden bulduğunu sorduğumda asker, bana «eskiden bunu dedem hep bize söylerdi» dedi.
Bu sözleri çok beğenen besteci bir marş bestelemiş ve Azeri dostlarımın bana söylediğine göre bu marş hit parçalardan daha popüler hale gelmiş, dillerden düşmeyip düğünlerde bile söylenmiş. Bu marşın adı «Asker Marşı»dır. Aynı marş ülkemizde de Rifat Bey (1820-1888) tarafından Alay Marşı ismiyle Yemen Savaşı sırasında bestelenmiştir. (1871-1872)
ASKER MARŞI
Vatan beni yetiştirdi,
Bu ellere yolladı,
Bu torpağa kurban dedi,
Allah a ısmarladı.
Boş oturma çalış dedi,
Hizmet eyle vatana,
Sütüm sana helal olmaz,
Sen baş eğsen düşmana.
Arş ileri, marş ileri,
Azerbaycan askeri dönmez geri,
Dönmez geri, Azerbaycan askeri.
Sonuc olarak söylemek isterim ki; kültürü, tarihi ve özü aynı olan iki kardeş ülkenin her konuda olduğu gibi, askeri müzikte de bir çok ortak noktası ve benzerliği vardır, olacaktır da. Böyle olması çok normaldır.
Gerçekleşmesini istediğim bir dileğim var; nasl Azerbaycan dan ülkemize öğrenim yapmaya askeri öğrenciler gelip, Türk kültürünü, müziğimizi ve tarihimizi öğreniyorlarsa, oradaki koşullarını, askeri orkestraları da biz Türk sanatçıları görebilerim, yararlanabilelim, kıyaslayabilelim. Bu sayede bilgi ve görgümüzü arttırarak ülkemize, Silahlı Kuvvetlerimize ve askeri müziğimize katkımız olsun ...
p align>
|