I . KULLANILAN SES SISTEMI
Yüz yıllardır çeşitli nota sistemlerine duyduğu ilgi yönünden Yakın ve Orta Doğuda çok özel bir yeri vardır Türkiyenin. Musiki sanatının kuramcıları ile uygulayıcıları notaya alma yöntemleri icat etmek, bunları denemek ve uygulamak için ardı arkası kesilmeyen bir çaba harcamışlardır. Türkiye, musikiyi işaretlerle yazma fikrinin yakın zamanlara kadar soyut bir zihin uğraşı gibi görüldüğü öteki Islam ülkelerinden farklı olarak, notayı uygulamaya dönük amaçlarla kullanma niyetinin kendini içten içe gösterdiği bir coğrafi ve kültürel bölgedir. Sayısız yazılı kanıt gerek kuramcıların, gerekse icracıların musikinin notaya geçirilmesi fikriyle düzenli bir biçimde uğraştıklarını, musikiyi yazma yolundaki bazı girişimlerin de daha önceki dönemlerin musiki ürünleri için bir kaynak oluşturan nota derlemeleri ortaya çıkardığını gösteriyor. Ama Türklerin nota derlemeleri ortaya çıkarması ancak onyedinci yüzyılda gerçekleşebilmiştir.”1
Mehter müziği eserleri yirmi dört sesli Türk müziği ses sistemiyle bestelenir ve bu müzik bu sisteme dahildir. “Mehterin ezgi sazı zurnadan hiçbir zaman piyanonun yarım sesleri çıkmadığına göre mehter ezgilerini bu seslerle notaya almak hatalıdır.”2
“Bugün Türk Musikisinde, bir sekizlinin3 24 gayri müsavi aralığa bölünmüş olduğunu iddia eden görüş yaygındır. Asrımızın başlarında Rauf Yekta4 tarafından ortaya atılan, sonra da Dr. Subhi Ezgi5 ve Hüseyin Sadettin Arel6 tarafından benimsenip müdafaa edilen bu görüşe, daha sonra karşı çıkan ve sekizliyi bölen aralık sayısını 30a, 41e hatta 53e çıkaran araştırmacı ve nazariyatçılar da görülmüştür.”7
Türk müziğinde iki sesin arası dokuz sese bölünür ve her bir sese koma adı verilir. “Musikicilerimiz arasında, küçük, ezgi aralılarının hesaplanmasında ve mukayesesinde pek sık kullanılan bir ölçü birimi de Koma (Comma)dır. (…) Koma (Comma) kelimesi, Eski Yunancadaki koptein fiilinden gelmekte ve kesinti, kopukluk, kopma, manasını taşımaktadır. Musikide ise, Koma, aynı sayılan, fakat, değişik yollardan elde edilen iki sesin titreşimlerinin mukayesesi sırasında ortaya çıkan çok küçük farka, bir başka değişle, bazı nispetler arasındaki pek küçük farkı ifade eden aralığa, daha doğrusu aralılara denmektedir.”8 Türk müziğinde koma ve komaların birleşmesiyle oluşan aralıklar şu işaretlerle gösterilir:
Bir koma diyez
Beş koma bemol
Bir koma bemol Sekiz koma diyez
Dört koma diyez Sekiz koma bemol
Dört koma bemol Dokuz koma diyez
Beş koma diyez Dokuz koma bemol
II. MEHTER MÜZIĞI BESTE FORMLARI
Mehter müziği besteleri genel olarak şu formlarla bestelenir.
Marş: Kelime anlamı olarak da “yürümek” anlamında kullanılan, Fransızcadaki “marcher” kelimesinden gelen ve yürüyüş temposunda çalınması gereken bir ritmi, yürüyen bir kimsenin, bir topluluğun adımlarını anımsatan, sözsüz veya sözlü olarak müzik formlarında bestelenen müzik türüdür. Askerlere moral vermek, birliktelik ruhunu yaşatmak, ulusal duyguları coşturmak, toplu yürüyüşlerde uygun adımı sağlamakta marşlar kullanılır. Ancak marşlar halkın ve devlet makamlarının simgesi durumuna gelmişlerdir. Vurmalı enstrümanların ön planda olduğu marşlar için özel bir kuruluş olarak bandolar ortaya çıkmışlardır. Osmanlı imparatorluğu döneminde bu görevi mehter takımları yerine getirirdi. Mehterhane kaldırıldıktan sonra görev muzıkayı Hümayuma verildi.
Peşrev : “Pişrev olarak da bilinir. Peşrev, klasik Türk fasıl müziğinin bir anlamda uvertürüdür ve saz eseri formlarının en büyüklerinden biridir. Fasılda giriş taksimden sonra ilkin peşrev çalındığından, Farsça “önde giden” anlamındaki bu adla anılır. Genel olarak peşrevler, eşit uzunlukta, dört, bazen üç yada beş bölümden oluşur. Bölümlere “hane” denir. Fasıl heyetini oluşturan çalgıların topluca çaldıkları peşrevin, içinde solo çalgı için yazılmış bölüm bulunan türüne “bataklı” adı verilir. Peşrevin ikinci hanesi bestelendiği makamda olur. Ikinci hanede ses dizisi bakımından en yakın makama yada makamlara kısa geçişler yapılır. Üçüncü hanede yeniden asıl temaya ve ana makama dönülür. Hane aralarında “teslim” yada “mülazime” denen nakarat yer alır.”9
Saz semaisi : Klasik Türk müziğinde, fasılların sonlarında enstrümanlar tarafından çalınan, saz eseri formudur. Peşrev gibi saz semaisi de “hane” adı verilen dört bölümden oluşur. Haneler arasında “teslim” yada “mülazime” denilen nakarat bölümleri yer alır.
Raksiye: Türk müziğinde raksa özel sözlü müzik formudur. Izleyenlerinde eşlik edebileceği kıvrak Türküler veya oyun havaları da bu guruba girerler.
Kalenderi: Anadolu halk şiiri ve müziğine ait bir şekildir. Saz şairlerinin “mef ülü – mefaülü – mefailü – faülün” vezni ile gazel formunda yazdıkları manzumelere verilen isimlerden ibarettir.
Türkü: “Kendine özgü çalgıları, çalış ve söyleyiş tavırları, türleri konuları gibi çeşitli özellikleri bünyesinde taşıyan bir müzik türüdür. Yörelere, seslendirme ortamlarına, söz ve ezgi yapılarına göre çeşitli özellikler gösterir. (…) Türk folklorunun çok ilgi çekici bir halk verimidir. Konuları daha çok sosyal ve kişisel olaylara dayanır. Sevgi, aşk, üzüntü, keder, gurbetlik, hasretlik, ölüm, ayrılık, askerlik, düğün, yiğitlik, sıla özlemi … gibi duyguların üstünedir. Ezgin ile söylenir. Yöreden yöreye karakteristik özellik taşır, yayıldıkça zenginleşir.”10
Mehter müziği besteleri tabii ki yalnızca yukarıda belirtilen formlarda yazılmaz. Ancak genel yapı itibariyle bestelerin türleri bunlardan ibarettir. Mehter müziğinin ayrıntılarına inmeden önce, Türk müziğiyle ilgili ve mehter bestelerinde çoğunlukla kullanılan müzik terimlerinden bir kaçını ele alalım.
1 Popescu-Judetz, E., Çev.: Aksoy, B., “Türk Musiki Kültürünün Anlamları”, Pan Yayınları, Ikinci Basım, Temmuz 1998, Istanbul, sf. 17.
2 Sanal, H., “Mehter Musikisi”, Istanbul-1994, sf. 28.
3 oktavın
4 Rauf Yekta (1871 – 1935) Türk Musikisi Nazariyatı, Istanbul 1924.
5 Dr. Subhi Ezgi (1869 – 1962) Nazari ve Ameli Türk Musikisi, I-V, Istanbul, 1935-53.
6 H. Sadeddin Arel (1880 – 1955) Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri, Musiki Mecmuası, 1- , Istanbul, 1948-
7 Tura, Y., “Türk Musikisinin Meseleleri”, Pan Yayıncılık, Kasım 1998 Istanbul, sf. 174.
8 Tura, Y., “Türk Musikisinin Meseleleri”, Pan Yayıncılık, Kasım 1998, Istanbul, sf. 111.
9 Sözer, V., “Müzik Ansiklopedik Sözlük”, Remzi Kitapevi, 4. Basım, 1996, Istanbul, sf. 547.
10 Tuna, K., “Erzurum Türküleri ve Nazariyatı”, Semih ofset matbaacılık, Ankara, 2001, sf. 3.
Hane : Türk müziğinde yazılan eserlerin bölümlerini belirten terimdir.
Serhane: Türk müziği eserlerinin birinci hanesini belirtir. Bu bölüm bir başka deyişle “Hane-i evveli” olarak da adlandırılır.
Mülazim: Bu bölüm “teslim” olarak da nitelendirilir. Saz eserlerinde sürekli yinelenen bölümdür. Bir anlamda da sazlarla yapılan nakarattır.
Hane-i sani: Eserlerin ikinci haneleri, bölümleridir. “orta hane” veya “miyan hane” olarak da adlandırılır.
Hane-i salis: Eserlerin üçüncü haneleridir.
Hane-i rabi: Eserlerin dördüncü haneleridir.
Serbend: Baş hanelere verilen ad.
Zeyl Hane: Dörtten fazla haneli peşrev ve saz semailerinde -özellikle de beş haneli bestelenen ve ona özel olan Darb-ı Fetih usulündeki peşrevlerde- son haneye verilen isimdir.
Takib-i intikal: Bir çeşit köprü olarak da düşünebileceğimiz tekbir-i intikal, Türk müziğinde peşrev ve saz semailerinde, mülazimeye veya hanelere geçitte tekrarlanan kısa ezgilerdir.
Enstrüman için yapılan eserler, bestelendikleri hane sayılarına göre isimlendirilir ve en az iki haneli olurlar.
1.Iki haneli saz eseri
Iki haneli saz eserlerinde form şöyledir:
Serhane - Mülazime
Serbend - serhane - Mülazime
2. Üç haneli saz eseri
Bu formda yazılmış eserlerin akışı farklı şekillerde olabilir:
I
Serhane - Mülazime
Hane-i sani - Mülazime
Hane-i salis - Müzlazime
II
Serhane - Mülazime 1
Hane-i sani - Mülazime 1
Hane-i salis - Mülazime 2
III
Serhane - Mülazime teslim
Hane-i sani - Mülazime
Hane-i salis teslim - Mülazime
IV
Serhane - Mülazime teslim
Hane-i sani teslim - Mülazime
Hane-i salis - Mülazime
V
Serhane teslim - Mülazime teslim
Hane-i sani teslim - Mülazime teslim
Hane-i salis - Mülazime teslim
VI
Serhane terkib-i intikal - Mülazime terkib-i intikal
Hane-i sani terkib-i intikal - Mülazime terkib-i intikal
Hane-i salis terkib-i intikal - Mülazime terkib-i intikal
VII
Serhane - Mülazime
Hane-i sani teslim - Mülazime
Hane-i salis teslim zeyl-i teslim - Mülazime
VIII
Serhane teslim - Mülazime terkib-i intikal
Hane-i sani teslim - Mülazime terkib-i intikal
Hane-i salis zeyl-i teslim - Mülazime
IX
Serhane - Mülazime
Hane-i sani - Mülazime
Hane-i salis serbend - Serhane mülazime
X
Serhane - Mülazime
Hane-i sani - Serhane mülazime
Hane-i salis - Serhane mülazime
3.Dört haneli saz eseri
I
Serhane - Mülazime
Hane-i sani - Mülazime
Hane-i salis - Mülazime
Hane-i rabi - Mülazime
II
Serhane - Mülazime 1
Hane-i sani - Mülazime 2
Hane-i salis - Mülazime 3
Hane-i rabi - Mülazime 4
III
Serhane - Mülazime teslim
Hane-i sani - Mülazime teslim
Hane-i salis Zeyl - Mülazime teslim
Hane-i rabi - Mülazime teslim
IV
Serhane - Mülazime
Hane-i sani - Mülazime
Hane-i salis - Mülazime
Serbend - Serhane - Mülazime
4.Beş haneli saz eseri
Serhane - Mülazime 1
Hane-i sani - Mülazime 2
Hane-i salis - Mülazime 2
Hane-i rabi - Mülazime 1
Beşinci hane - Mülazime 1
II. MEHTER MÜZIĞI ESERLERININ MAKAMLARI
Mehter müziğinde Türk Musikisi makamları kullanılır, bu makamlardan da –eldeki notalara göre- en fazla yirmi beş tanesinin kullanıldığı bilinir. Ancak bestelerin içlerinde daha farklı makamlara geçişler mevcuttur. Makamların dizileri de yine Türk müziği ses sistemine göre oluşturulmuştur. Mehter müziğinde en çok kullanılan yirmi beş makamın gamları şu şekillerdedir:11
1. Çargah Makamı
2. Buselik Makamı
3. Rast Makamı
4. Uşşak Makamı
5. Hüseyni Makamı
6. Neva Makamı
7. Uzzal Makamı
8. Segah Makamı
9. Saba Makamı
10. Irak Makamı
11. Eviç Makamı
12. Rahatülervah Makamı
13. Nikriz Makamı
14. Nihavend Makamı
15. Pencgah Makamı
16. Rehavi Makamı
17. Beyati Makamı.
18. Acem Makamı
19. Sümbüle Makamı
20. Muhayyer Makamı
21. Mahur Makamı
22. Zirgüleli Hicaz Makamı
23. Tahir Makamı
24. Gülizar Makamı
III. MEHTER MÜZIĞI USULLERI
«Usul müziğin yürüyüş şeklini belirleyen biçimlendirilmiş bir ölçüdür. Müziğin temel taşlarından biridir. Müziğin belli süre içerisinde kalıplaşmış olan ölçü şeklidir. Zaman içinde uyumu sağlar ve müziğin ritmik yürüyüşünü belirler. Bu ise belli sürede saptanan belli vuruş kalıplarının tekrarı ile gerçekleşir. Zaman birimi temel zaman ölçüsüdür. Usul rakamında gösterilmiş olan notanın değeridir. Usullerde zaman ölçüsü olarak kullanılan ve usul rakamında gösterilmiş olan notanın değerine zaman birimi denir. (…) Usul ritmik bir kalıptır. Kuvvetli ve hafif vuruşlar ritmik bir uyum oluşturur ve usul meydana gelir.”12 Vurmalı enstrümanların çok özel bir yere sahip olduğu mehterhaneler de usuller oldukça ön planda ve önemlidir. Usuller de tıpkı makamlar gibi Türk Müziğinde kullanılanlardandır. Mehterhanelerde kullanılan usulleri ilk kez on sekizinci yüz yılda Hekimbaşı Abdülaziz Efendi incelemiş ve bu konuyla ilgili bir kaynak olan “Mecmıat-ül-letatifsandıkat-ül-mavrif” i hazırlamıştır. Us
ullerde, ritmik yapılarda üç önemli faktör bulunur: Kavi zaman13, Nim kavi zaman14, Hafif zaman. Türk müziğinde ağız ile yapılan ritmik usul vuruşlarında; “Düm” kuvvetli, “Te” kısa-hafif, “Tek” uzun zaman, “Ta” uzun zaman için sağ el vuruşlarında; “Tek” hafif, “Ke” kısa zaman-hafif, “Kv” Uzun zaman, “Hek” uzun zaman için sol el ile vurulur. Türk müziğinde sayıca oldukça fazla usul vardır. Bunların içinde mehterlerde sıklıkla kullanılanlar şunlardır:
1. Nim sofyan usulü: Iki zamanlı ve iki vuruşludur. 2/4lük veya 2/8lik ölçü ile belirtilir. Nim sofyan usulü aşağıdaki üç şekilde de meydana gelebilir. (nümunə ¹ 1)
2. Semai Usulü: Üç zamanlı ve üç vuruşlu usuldür. Sıklıkla aşağıdaki dört şekliyle kullanılır. (nümunə ¹ 2)
11 Kimi makamların birbirlerinin gam olarak aynı olduğu görülür. Ancak bu makamlardaki seyrin (müziğin akışının) farklılığı, kiminin inici, kiminin çıkıcı oluşu ve bu gibi bir takım hususlar bu makamların farklılıklarını ortaya koyar. Burada yalnızca makamların gamlarına değinilmiştir.
12 Çakar, Ç., “Türk Musikisinde Usul”, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Istanbul, 1996, sf. 16-17.
13 Kuvvetli zaman.
14 Yarı kuvvetli zaman.
3. Sofyan Usulü: Dört zamanlı ve dört vuruşludur. Aşağıdaki şekilleriyle kullanılır. (nümunə ¹ 3)
4. Türk Aksağı Usulü: Beş zamanlı ve beş vuruşludur. Bu usulun de kullanıldığı farklı şekilleri vardır, mehter müziğinde bu usul kullanılmamış denebilecek kadar az kullanılmıştır. Bu usule çok yakın olan zafer usulünde yazılmış marşlar vardır. (nümunə ¹ 4)
5. Yörük semai usulü: Altı zamanlı ve beş vuruşludur. 6/8, 6/4 ve 6/2lik ölçülerle yazılır. Şu şekillerde kullanılabilir: (nümunə ¹ 5)
6. Devr-i Hindi Usulü: Yedi zamanlı ve beş vuruşludur. (nümunə ¹ 6)
7. Devri Turan usulü: Yedi zamanlı ve üç vuruşludur. (nümunə ¹ 7)
8. Düyek usulü: Sekiz zamanlı ve beş vuruşludur. (nümunə ¹ 8)
9. Ceng-i harbi usulü: On zamanlı ve on vuruşludur. Savaşta zillerin vurduğu usuldür. Şu şekillerde vurulabilir: (nümunə ¹ 9)
(nümunə ¹ 9a)
(nümunə ¹ 9b)
10. Nim çember usulü: On iki zamanlı ve sekiz vuruşludur. (nümunə ¹ 10)
11. Fahte usulü: Yirmi zamanlı ve on üç vuruşludur. (nümunə ¹ 11)
(nümunə ¹ 11a)
12. Berefşan usulü: Otuz iki zamanlı ve on beş vuruşludur. (nümunə ¹ 12)
13. Nim zencir usulü: Altmış zamanlı ve kırk vuruşludur. (nümunə ¹ 13)
(nümunə ¹ 13a)
(nümunə ¹ 13b)
14. Devr-i kebir: On dört ve yirmi sekiz zamanlıdır. (nümunə ¹ 14)
15. Sakil usulü: Kırk sekiz zamanlı ve otuz dört vuruşludur. (nümunə ¹ 15)
16. Raks aksağı usulü: Dokuz zamanlı ve dört vuruşludur. (nümunə ¹ 16)
17. Çenber usulü: Yirmi dört zamanlı ve on altı vuruşludur. (nümunə ¹ 17)
KAYNAKÇA
1. Çakar, Şeref, Türk Musikisinde Usul, 1996, ;Istanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları
2. Ögel, Baheaddin, Türk Kültür Tarihine Giriş 9 Cilt, Kültür Bakanlığı Yayınları, 3. Baskı, Ankara, 2000. Özcan, Nuri, Osmanlı Ansiklopedisi, Istanbul, 1993.
3. Popescu – Judetz, Eugenia, “Çev: Aksoy, Bülent”, Türk Musiki Kültürünün Anlamı, Pan Yayıncılık, 2. Baskı, Istanbul, 1998.
4. Sanal, Haydar, Mehter Musikisi: Bestekar Mehterler – Mehter Havaları, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul, 1964.
5. Sözer, Vural, Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi, Remzi Kitapevi, Istanbul, 1986.
6. Tuna, K., “Erzurum Türküleri ve Nazariyatı”, Semih ofset matbaacılık, Ankara, 2001
7. Tura, Yalçın, Türk Musikisinin Meseleleri, Pan Yayıncılık, Istanbul, 1998.
8. Turhan, Salih, Türk Halk Musikisinde Çeşitli Görüşler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1992.
9. Rauf Yekta (1871 – 1935) Türk Musikisi Nazariyatı, Istanbul 1924.
10. H. Sadeddin Arel (1880 – 1955) Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri, Musiki Mecmuası, 1- , Istanbul, 1948-
11. Sanal, H., “Mehter Musikisi”, Istanbul-1994
12.Dr. Subhi Ezgi (1869 – 1962) Nazari ve Ameli Türk Musikisi, I-V, Istanbul, 1935-53.
p align>
|